Dizilerin Psikolojik Etkisi

Dizilerin Psikolojik Etkisi

Dizilerin Psikolojik Etkisi

Kış aylarının gelmesiyle birlikte, bireylerin ev dışında geçirdikleri süre azalmaktadır, sosyalleşme daha çok ev ve kapalı ortamlarda  gerçekleşirken; kış aylarında, yaz aylarına göre   televizyon  kullanım sürelerinin arttığını gözlemliyoruz. Televizyonda; haberler, diziler ve yarışmalar daha çok tercih ediliyor. Özellikle diziler, izleyici kitlesini  her bölüm kendisine daha çok bağlanmasını  ve kişilerin bir sonraki bölüm için heyecanla ve merakla beklemesini sağlıyor.

Bu noktada diziler hayatımızın önemli bir parçasını kaplıyorken, bizlere olan etkisine biraz değinmek istiyorum.

Her dizinin kendi içinde elbette bir kurgusu var, her biri ayrı hikayelere değiniyor, hatta bazıları gerçek hayattan birer kesit sunuyor bizlere. Bazen bir sahneyi izlerken kendi hayatımızda deneyimlediğimiz bir duyguyu hatırlatıyor, ‘işte ben de aynısını yaşamıştım’ diyoruz hatta yalnız olmadığımızı hissettiren bir duygu kaplıyor içimizi, iyi hissediyoruz  ve sonrasında o dizi hayatımızın önemli bir parçası haline geliyor. O kadar alışıyoruz ki, o dizinin olduğu gün ve saatte başka bir plan yapmıyoruz, evdeki diğer bireyler başka bir kanalı izlemek istese, kesinlikle karşı çıkıyoruz hatta bağımlı hale geldiğimiz sosyal medya siteleri ile bile ilgilenmiyoruz. Bize iyi gelen, kendimizi yakın hissettiğimiz dizi, verdiği mesajlar ile aslında hayat görüşümüze belki de inançlarımıza iyi geliyor, bizi destekliyor ve bu yüzden sempati duyuyoruz. Bağlandığımız noktada bir şey karşımıza çıkıyor; karakter  ve öyküleri gerçekten ‘gerçek’ sanıyoruz. Dizilerde resmedilen hayatları biz yaşasak nasıl olur diye düşünürken buluyoruz kendimizi..

Dizideki karakterlerin görünüşleri, kıyafet seçimleri, aksesuarları, ev ,araba modelleri kısacası resmedilen lüks hayatlar, diziye sempati duyan izleyicileri aslında bu hayatı yaşamak isteyip de yaşamayacağı gerçeğiyle yüzleştiriyor ,bu yüzleşme ile bazı bireyler başa çıkmakta ciddi zorlanıyorlar, zorlanan  birey ise  kendisini çaresiz, ümitsiz ve mutsuz hissedebiliyor.

Kimi bireylerde ise özellikle konu bir aşk dizisi ise; dizideki aşkı konu alan çiftin ilişkisine  bakarak kendi ilişkilerini yorumlama eğilimi gösteriyorlar. Dizideki çiftlerden biri özellikle erkeğin yaptığı süprizler, genellikle izleyici bayanların partnerlerinden beklentisi haline gelebiliyor. Bir çift izleyicisi ,dizideki ilişkide kendilerine göre hatalı yönleri savunabiliyor bazen bu kendi sorunları bile olabiliyor. Yani izleyen çift, kendi sorunlarını ya da partnerinde hoşlanmadığı yönleri dizi aracılığı ile dile getirebiliyor.

Diziler belirttiğim gibi hayatımızın gerçekten büyük bir bölümünü kaplıyor çünkü dizi izlemeyi, bir sonraki bölüm ne olacağını özellikle merakla beklemekten doğamız gereği keyif alıyoruz ancak şunu unutmamak gerekiyor izlediğimiz diziler, izlemekten keyif aldığımız ,kurgu ve hikayesini sevdiğimiz görsellerdir; bunları kendi hayatımız ile birleştiren ise bizim algı ve niyetimizdir.

Anahtar Kelimeler

İzmir Psikolog, Çocuk Ergen ve Aile Danışmanı Ceren Yağcıköseoğlu