Anne ile kurulan bağ diğer ilişkileri etkiliyor!

Anne ile kurulan bağ  diğer ilişkileri etkiliyor!

Anne ile kurulan bağ diğer ilişkileri etkiliyor!

         Birey, hayata geldiği andan itibaren çevresiyle etkileşim kurmaya başlar..Bağlanma bireyin doğumuyla başlayan güçlü bir duygudur . Bebeklik döneminde ilk olarak anne ve/veya bakım veren ile kurulan bir etkileşimle başlar. Çevremizle kurduğumuz etkileşim ve iletişimler gelişim dönemlerimize göre farklılaşırb. Çocukluk döneminde ebeveynlerimizle kurduğumuz bağlanma stilleri hayatımızı etkiler ve nasıl yetişkinler olacağımızı konusunda önemli bir katkı sağlar.

John Bowlby, bireylerde  görülen güvenli, kaçıngan ve kaygılı olmak üzere üç tür bağlanmadan bahsetmiştir.

       Güvenli bağlanma; bebek, annesi yanından ayrıldığında ,annesini  özler ve ağlayarak reaksiyon gösterir ve anne  geri geldiğinde  annesinin  temasıyla sakinleşir. Anne ve bebek arasında güvenli bağlanmanın sağlıklı  oluşması için; annenin bebeğin, ihtiyaçlarına  duyarlı, tutarlı ve karşılayan olması gerekmektedir. Bireylerin bebeklik döneminde bakım verenleri tarafından temel ihtiyaçları karşılanmış olup, bu ihtiyaçların hem somut olarak örneğin; beslenme, altının değiştirilmesi gibi hem de duygusal olarak örneğin;  sevgi ve şefkat dolu bir çocukluk geçirmesi, destekleyici aile profiline sahip olup sağlıklı bir bağlanma biçiminin şemasını temelden oluşturmaktadır. Bu kişiler, bireysel yaşamlarında olduğu gibi sorunla karşı karşıya kaldıklarında ya da arkadaşlık veya romantik ilişkisi içerisinde destekleyici olurlar. Romantik ilişkilerinde güvenilir, istikrarlı, esnek düşünen, çözüm odaklı, bağlılık ve bağımlılıktan kaçınmayan bireylerdir.

Diğer bağlanma stili kaçıngan bağlanmadır. Bu bağlanma türünde olan bireylerin, bebeklik döneminde bakım vereniyle ilişkisi güvenli bağlanan kişilere göre farklılık gösterir. Bebek, bakım veren kişiyle birlikteyken ,ilgisi çevresindedir, ayrılık durumunda ise hem bakım vereni ile beraber olmak ister hem de ondan uzaklaşarak kaçıngan davranışlar göstermektedir. Romantik ilişkilerinde ise sınırlara vurgu yaparak partnerine karışık mesajlar vermeye eğilimlidirler ve partneri tarafından suiistimal edileceğinden oldukça korkmaktadırlar. Partneri ile arasında genellikle bir kol mesafesi vardır, partneri  yakınlaştıkça kendisi uzaklaşır. Son bağlanma stili ise kaygılı bağlanmadır.

Kaygılı bağlanan bebeklerde anne odadan çıktığında sıkıntı duyma ve anneleriyle yakınlaşma davranışı içinde olsalar bile huzursuzlukları anne odaya girdikten sonra da devam etmektedir. Bu davranışın annelerin duyarsız davranışlarıyla alakalı olduğu gözlemlenmiştir.

Bebekliğinde anneye kaygılı bağlanan  bireyler, romantik ilişkilerinde ise çok fazla yakınlık istemekte, ilgi ve dikkatin kaybolmaması için fazla  talepkar davranışlarda bulunmaktadırlar. İlişkilerinde partnerinin davranışlarını tehlike olarak algılayabilirler, terk edilme ,aldatılma gibi bu sebeple fazla verici ve kıskanç olma eğilimleri vardır.

     Hayata gözlerimizi açtığımızda ilk iletişim kurduğumuz kişiyle bağımız, diğer ilişkilerimiz için temel oluşturmaktadır. Bahsettiğim gibi bazı kişiler için bu bağ güvenli olabilir bazıları için ise kaygılı. İlk bağlanma bize hep varlığını hissettirir ve daha çok ikili ilişkilerde sorun olarak karşımıza çıkar , bu durum için en işlevsel yol Şema terapi dayanaklı seanslardır.

 

Anahtar Kelimeler

İzmir Psikolog, Çocuk Ergen ve Aile Danışmanı Ceren Yağcıköseoğlu